Muhtemel her dönemin yıldız basketbolcuları oldu. Michael Jordan, Kobe Bryant veya Shaquille O’Neal gibi basketbolun en iyilerine bazılarımız şahit oldu bazılarımız ise o treni kaçırdı. NBA tarihinde attıkları sayılarla bir çok kez şampiyonluklar yaşamış efsane oyuncular her zaman yerini bir başkasına bırakmak zorunda kaldı. Yaşlandılar basketbolu bıraktılar ve kendilerinden sonra gelecek olanlara da bu fırsatı tanıdılar.
Şimdilerde ise bu bayrağı devralan isim LeBron James. Yaratıcı ‘’Yok artık LeBron James!‘’ sözüne ilham olan kişi. ‘’Kral‘’ lakabı ile bilinen NBA tarihinin en iyi oyuncularından biri olmadan önce ne gibi zorluklarla karşılaşmış ve kariyerinde hangi başarılara ulaşmış kısaca bir göz atalım.
Lebron, Lebron olmadan, biz onu bize izlettiği muhteşem basketbolu ile tanımadan önce 16 yaşında bir annenin ilk çocuğu olarak Ohio, Akron’da dünyaya geldi. Annesi daha küçük bir kız çocuğuydu ona hamile kaldığında. Babasını hiç tanımadı çünkü annesi hamile kalınca babası ortalıktan kaybolmuştu. LeBron doğdu, büyüdü okul çağına geldi ama hayatı hep zorluklarla geçiyordu. Belirli bir yerde yaşamıyorlardı, evleri yoktu. Kirayı ödeyebildikleri kadar bir evleri vardı ve sonrasında başka bir eve taşınmakla geçiyordu hayatları. Bir mahalleden diğer mahalleye taşınırken eğitimini de aksatıyordu haliyle. Annesinin yönlendirmesi ile futbol ile tanıştı fakat 9 yaşında basketbol ile tanışarak benliğini buldu.
Çocukken basketbolu takım olarak ilk Amatör Atletizm Birliği (AAU)'ya bağlı Kuzeydoğu Ohio Şut Starları takımında oynamaya başladı. LeBron; Sian Cotton, Dru Joyce III ve Willie McGee tarafından yönetilen bu takımdaki arkadaşları ile beraber eyalette yerel ve ulusal düzeyde bir sürü başarı kazandı. Okul sona erdikten sonra kendilerini "Fab Four" olarak tanımlayan James ve üç arkadaşı hayatları boyunca ayrılmayacaklarına dair söz verdiler. Lise kariyeri için bir sürü okuldan teklif alsa da St Vincent-St. Mary Lisesi'nde okumayı kabul etti. Lise kariyerinde iyi bir ortalama ile eyalet şampiyonluğu kazandı. 3. yılına geldiğinde Slam dergisi onun hakkında ‘’En iyi lise basketbol oyuncusu‘’ başlığı ile övgülerle bahsetti. Liseyi bitirmeden NBA’ye başvurdu fakat katılmak için en az lise mezunu olması gerekiyordu bu sebeple ciddiye alınmadı. Ulusal çapta maçları televizyonda veriliyordu ve aslında şöhret kapılarını aralamaya başlamıştı. 2003 yılında Cleveland Cavaliers seçmelerine katıldı ve 1. sıradan seçildi. Yeni ‘’Michael Jordan’’ yakıştırmaları yapılmaya başlamıştı bile. Nike ile 90 milyon dolarlık anlaşma yapmıştı. Bir şöhret yakalamıştı fakat elinde henüz bir başarı yoktu. Ya başarısız olursa?
İlk sezonunda tüm bu baskılara rağmen ‘’Yılın Çaylağı‘’ seçilmişti. İkinci sezonunda ise All-Star oldu ve yılın en iyi ikinci beşine seçilmişti. Her şey istediği gibi gidiyordu. All Star MVP’si de olmuştu. 22 yaşında ilk NBA finalini oynadı fakat Cleveland finali kaybetti. 2007/08 sezonunda sayı kralı oldu. 2008/09 ve 2009/10 sezonunda MVP olarak seçildi. Ama istediğini elde edemeyince Cleveland’dan tarihi bir kararla ayrıldı. Cleveland ile şampiyonluk sözü vermesine rağmen Miami Heat ile sözleşme imzalaması taraftarı kızdırdı. Bir çok taraftar Lebron formasını yaktı. Miami Heat ile ilk sezonunda finalde Dallas Mavericks’e kaybetti. 2012 ve 2013 yılına gelindiğinde ise üst üste 2 kez Miami Heat ile şampiyon oldu ve finaller MVP’si seçildi. Sonraki sezonda finallerde başarısız olunca 3. kez şampiyon olma şansını kaybetti ve Cleveland Caveliers’e geri döndü. Cleveland’ın 52 yıllık şampiyonluk hasretine 2016 yılında son verdi. Bu onun 3. şampiyonluğuydu. Sonraki iki sezon finale yükselse de başarılı olamadı. Son olarak Los Angeles Lakers ile 4 yıllık sözleşme imzaladı.
Kariyeri boyunca bir çok farklı takımda başarılar elde etmeye çalıştı. Çaylak sezonunda basketbol tarihinin en iyisi Michael Jordan’ın başarılarını elde etti. Belki de Cleveland tarafından değil de başka bir takım tarafından draft edilseydi çok daha fazla başarı elde edebilirdi.
Lebron spor dünyasının en örnek karakterlerinden birisidir. Amerika'nın en umursanmayan gettolarından birinde 16 yaşında ve bekar bir anneye doğmuş, hiçbir şiddet olayına karışmadan sporu ile sosyal medya çağında 15 yaşında ünlü olmuş, 33 yaşında neredeyse skandal free gelmiştir. Piyasaya çıktığı günden beri lisedeki sevgilisi olan kadınla birlikte (2013 yılında) evlendiler. Ne uyuşturucu ne alkol ne kavga hiçbir şeye karışmadı. Süperstar olmasına rağmen saha içindeki aşırı sert faullere verdiği tepkiler bile ortalamanın üzerinde değildi. Kariyerinin en büyük hatası "The Decision"dır. Milyonlarca dolar hayır kurumlarına para kazandırdı. Kurduğu bazı kurumlar ve okullar aracılığı ile 40 milyon doların üzerinde bir miktarı sadece fakir çocukların eğitim almaları için harcadı. Bunun yanında bugüne kadar gördüğü adaletsizlikleri de düzenli olarak bulunduğu platformlarda dile getirmiş bir adam Lebron. Şimdilerde Los Angeles Lakers ile 4. Şampiyonluğunu kovalıyor.
Şimdilerde ise bu bayrağı devralan isim LeBron James. Yaratıcı ‘’Yok artık LeBron James!‘’ sözüne ilham olan kişi. ‘’Kral‘’ lakabı ile bilinen NBA tarihinin en iyi oyuncularından biri olmadan önce ne gibi zorluklarla karşılaşmış ve kariyerinde hangi başarılara ulaşmış kısaca bir göz atalım.
Lebron, Lebron olmadan, biz onu bize izlettiği muhteşem basketbolu ile tanımadan önce 16 yaşında bir annenin ilk çocuğu olarak Ohio, Akron’da dünyaya geldi. Annesi daha küçük bir kız çocuğuydu ona hamile kaldığında. Babasını hiç tanımadı çünkü annesi hamile kalınca babası ortalıktan kaybolmuştu. LeBron doğdu, büyüdü okul çağına geldi ama hayatı hep zorluklarla geçiyordu. Belirli bir yerde yaşamıyorlardı, evleri yoktu. Kirayı ödeyebildikleri kadar bir evleri vardı ve sonrasında başka bir eve taşınmakla geçiyordu hayatları. Bir mahalleden diğer mahalleye taşınırken eğitimini de aksatıyordu haliyle. Annesinin yönlendirmesi ile futbol ile tanıştı fakat 9 yaşında basketbol ile tanışarak benliğini buldu.
Çocukken basketbolu takım olarak ilk Amatör Atletizm Birliği (AAU)'ya bağlı Kuzeydoğu Ohio Şut Starları takımında oynamaya başladı. LeBron; Sian Cotton, Dru Joyce III ve Willie McGee tarafından yönetilen bu takımdaki arkadaşları ile beraber eyalette yerel ve ulusal düzeyde bir sürü başarı kazandı. Okul sona erdikten sonra kendilerini "Fab Four" olarak tanımlayan James ve üç arkadaşı hayatları boyunca ayrılmayacaklarına dair söz verdiler. Lise kariyeri için bir sürü okuldan teklif alsa da St Vincent-St. Mary Lisesi'nde okumayı kabul etti. Lise kariyerinde iyi bir ortalama ile eyalet şampiyonluğu kazandı. 3. yılına geldiğinde Slam dergisi onun hakkında ‘’En iyi lise basketbol oyuncusu‘’ başlığı ile övgülerle bahsetti. Liseyi bitirmeden NBA’ye başvurdu fakat katılmak için en az lise mezunu olması gerekiyordu bu sebeple ciddiye alınmadı. Ulusal çapta maçları televizyonda veriliyordu ve aslında şöhret kapılarını aralamaya başlamıştı. 2003 yılında Cleveland Cavaliers seçmelerine katıldı ve 1. sıradan seçildi. Yeni ‘’Michael Jordan’’ yakıştırmaları yapılmaya başlamıştı bile. Nike ile 90 milyon dolarlık anlaşma yapmıştı. Bir şöhret yakalamıştı fakat elinde henüz bir başarı yoktu. Ya başarısız olursa?
İlk sezonunda tüm bu baskılara rağmen ‘’Yılın Çaylağı‘’ seçilmişti. İkinci sezonunda ise All-Star oldu ve yılın en iyi ikinci beşine seçilmişti. Her şey istediği gibi gidiyordu. All Star MVP’si de olmuştu. 22 yaşında ilk NBA finalini oynadı fakat Cleveland finali kaybetti. 2007/08 sezonunda sayı kralı oldu. 2008/09 ve 2009/10 sezonunda MVP olarak seçildi. Ama istediğini elde edemeyince Cleveland’dan tarihi bir kararla ayrıldı. Cleveland ile şampiyonluk sözü vermesine rağmen Miami Heat ile sözleşme imzalaması taraftarı kızdırdı. Bir çok taraftar Lebron formasını yaktı. Miami Heat ile ilk sezonunda finalde Dallas Mavericks’e kaybetti. 2012 ve 2013 yılına gelindiğinde ise üst üste 2 kez Miami Heat ile şampiyon oldu ve finaller MVP’si seçildi. Sonraki sezonda finallerde başarısız olunca 3. kez şampiyon olma şansını kaybetti ve Cleveland Caveliers’e geri döndü. Cleveland’ın 52 yıllık şampiyonluk hasretine 2016 yılında son verdi. Bu onun 3. şampiyonluğuydu. Sonraki iki sezon finale yükselse de başarılı olamadı. Son olarak Los Angeles Lakers ile 4 yıllık sözleşme imzaladı.
Kariyeri boyunca bir çok farklı takımda başarılar elde etmeye çalıştı. Çaylak sezonunda basketbol tarihinin en iyisi Michael Jordan’ın başarılarını elde etti. Belki de Cleveland tarafından değil de başka bir takım tarafından draft edilseydi çok daha fazla başarı elde edebilirdi.
Lebron spor dünyasının en örnek karakterlerinden birisidir. Amerika'nın en umursanmayan gettolarından birinde 16 yaşında ve bekar bir anneye doğmuş, hiçbir şiddet olayına karışmadan sporu ile sosyal medya çağında 15 yaşında ünlü olmuş, 33 yaşında neredeyse skandal free gelmiştir. Piyasaya çıktığı günden beri lisedeki sevgilisi olan kadınla birlikte (2013 yılında) evlendiler. Ne uyuşturucu ne alkol ne kavga hiçbir şeye karışmadı. Süperstar olmasına rağmen saha içindeki aşırı sert faullere verdiği tepkiler bile ortalamanın üzerinde değildi. Kariyerinin en büyük hatası "The Decision"dır. Milyonlarca dolar hayır kurumlarına para kazandırdı. Kurduğu bazı kurumlar ve okullar aracılığı ile 40 milyon doların üzerinde bir miktarı sadece fakir çocukların eğitim almaları için harcadı. Bunun yanında bugüne kadar gördüğü adaletsizlikleri de düzenli olarak bulunduğu platformlarda dile getirmiş bir adam Lebron. Şimdilerde Los Angeles Lakers ile 4. Şampiyonluğunu kovalıyor.
