Neler yeni

Merhaba ziyaretçi, Topluluğumuza Hoş Geldiniz.

Topluluğumuza Üye Olarak Ayrıcalıklarımızdan Yararlanabilirsiniz. Sitemizde hiç bir şekilde yasa dışı bahis oynatılmadığını bilerek hareket ediniz. İçerik sağlayıcı paylaşım sitelerinden biri olan iddaliyiz.biz Forum Adresimizde T.C.K 20.ci Madde ve 5651 Sayılı Kanun'un 4.cü maddesinin (2).ci fıkrasına göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. 1iddaliyiz.com hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler BURADAN iletişime geçilmesi halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde iddaliyiz.net yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacaktır. iddaliyiz.net sitesinde yer alan yorum ve tahminler haber ve bilgi amaçlıdır. Üyelerin yazdığı yorum, tahmin ve bilgiler iddaliyiz.biz ’un görüşünü yansıtmaz. 7258 sayılı yasa gereği bahis oynatmak suçtur. 1iddaliyiz.com hiçbir şekilde illegal bahis oynatmaz ve aracılık etmez.

Üye Ol yada Giriş Yap

Tek iletişim adresimiz SKYPE: aykut.reklamm

WipBet # NBA İkonları #4: Michael Jordan

WipBet Destek

New Member
Büro Destek
Katılım
7 May 2019
Mesajlar
351
Puanları
0
FS ₺
0.00
Çekilen ₺
0.00

gobahis,gobahis bahis sitesi,gobahis deneme bonusu
O dünyanın gelmiş geçmiş en iyi basketbol oyuncusu. Yeteneği ve hırsı ile bir çok basketbolcunun idolü. O Michael Jeffrey Jordan. Onu tarihin en iyi basketbolcusu yapan tüm hayatına yakından bir göz atalım.



Jordan 1963 yılında New York’ta dünyaya gelmiştir. Ailesi yaşamsal olarak 2. sınıf statüde olduğu için 7 yaşında Kuzey Carolina’ya taşınmışlardır. Henüz liseye yeni başlamıştır fakat spora olan tutkusu futbol, beyzbol ve basketboldaki başarısı ile gösteriyordu. Beyzboldaki başarısını şampiyonluklarla taçlandırsa da ağabeyinin de yönlendirmesi ile basketbola ağırlık vermiş ve basketbol çalışmaya başlamıştı. Jordan okulun basketbol seçmelerine katılmış ve boyu 1.80 olduğu için takıma seçilememişti. Okulun koçu onun yeteneğinin yetersiz olduğunu söylüyor ve kendini geliştirmesini istiyordu. Bir yıl boyunca hırsla seneye yapılacak okul seçmelerine hazırlandı ve sonunda okul takımına seçildi. Laney Lisesi o yıl şampiyon oldu ve Jordan performansı ile Amerika’nın en başarılı lise oyuncularından oluşan McDonald’s All-American takımına seçilme başarısı gösterdi. Aslına bakarsanız Jordan’ın ilerde üst düzey bir basketbolcu olacağı belliydi.

Basketbol kariyerinde emin adımlarla ilerleyen Jordan, bu başarıları sayesinde üç üniversite tarafından kabul edildi ve North Carolina Üniversitesi’ne burslu olarak başladı. İkinci yılında üniversitenin basketbol finallerinde takımına şampiyonluğu kazandıran sayıyı attı. Maçın bitimine son on beş saniye kala attığı üçlük ile ilerde atacağı son saniye sayılarının haberini o yıllarda vermiş oldu. Üniversite hayatında iki kez “yılın kolej basketbolcusu‘’ seçildi ve NBA’ye katılma kararı aldı. Buraya kadar Jordan’ın hayatı kolejli bir NBA oyuncusundan farklı değil fakat NBA kariyerinde hırsı, estetik hareketleri, mükemmel atışları ve yeteneği ile rekor üstüne rekor kırdı.

NBA’e katılma kararından sonra 1984 yılında Chicago Bulls seçmelerine katıldı ve 3. olarak draft edildi. Çaylak sezonunda iyi bir sayı ortalaması yakaladı ve ‘’Yılın Çaylağı‘’ seçildi. İkinci sezonda kötü bir sakatlık sonucu 64 maça çıkamadı. Sonraki yıl ‘’En iyi defans oyuncusu‘’ ödülünü aldı. Evet Jordan kariyerine emin adımlarla ilerliyordu fakat sadece birkaç ödülle yetiniyordu. Asıl sıçramayı ise 1990-91 sezonunda yaptı. Chicago Bulls ile ilk NBA şampiyonluğunu kazandı. Jordan ise MVP ödülü aldı. Bulls sonraki iki sezon boyunca kupayı domine etti. 1993 yılına gelindiğinde ise talihsizlikler peşini bırakmadı.



Öncelikle Atlantic City’de kumar oynarken görüntülendi. Kumara olan zaafı onu borçlandırmıştı. Kumar tutkusu yüzünden basketbola olan ilgisi azalmıştı ve üstüne babasının öldürülmesi ile basketbolu bırakma kararı aldı. Tam kariyerinin zirvesindeyken hakkındaki dedikodular kulaktan kulağa yayılmaya başlamıştı bile. Kimileri onun şöhreti kaldıramadığını, kimileri basketbolu bırakmasındaki en büyük etkenin babası olduğunu kimileri ise kumara olan tutkusunun onu yıprattığını söylüyordu. Ama buna gerçekte neden olan sebep babasının cinayete kurban gitmesiydi. Çocukken babasının sevdiği spor dalı beyzbol ile başarılar elde etmiş ve kariyerine artık bu alanda devam etmek istiyordu. Chicogo White Cox ile anlaşan Jordan 2 yıl boyunca beyzbol oynadı ama basketboldaki başarısını burada yakalayamadı. 1995 yılına gelindiğinde NBA’e tekrar dönmek istediğini açıkladı ve Chicago Bulls ile 3 sezon boyunca NBA şampiyonu oldu. Başarılar, başarılar, başarılar… 1999’da baketbolu bırakacağını açıkladı 2000 yılında Washington Wizards’ın başkanı ve ortağı olarak Basketbola geri döndü. 2001 yılında Wizards ile profesyonel hayatına tekrar döndü. Sakatlandı… 16 Nisan 2003 tarihinde son NBA maçına çıkarak kariyerini sonlandırdı.

Buraya kadar kısaca bir çok başarı, şampiyonluklar, MVP ödülleri, basketbolu bırakmalar ve geri dönmeler ile anlatmaya çalıştığım Jordan’ı dünyanın en iyi basketbolcusu yapan detaylara da bir göz atalım. O her maça kazanmak için çıkardı. Aynı zamanda maçın son sayısını atarak 25 maçta takımına galibiyet kazandırmıştır. Deplasman maçlarında takımı kaybetse bile rakip taraftar tarafından alkışlanan tek insan. Bu alkışlama aslında bir teşekkür. İnsanlara basketbolun bu kadar güzel bir spor olduğunu göstermesinin alkışı.

Gelelim bu efsanenin smaçlarına. Jordan’ın smaçlarını bir çoğumuz biliyoruz. Hatta bu yönü ile uluslar arası bir çok firmaya ilham kaynağı olmuştur. Şöyle ki kariyerini bitirdikten sonra kendi adına ürettiği spor ayakkabı markasını Nike satın almıştır. Ya da bir havayolu şirketi adını değiştirerek Jordan Air yapmıştır. Onun havada 3.6 saniye asılı kalması, 11 metre sıçrayabilmesi fizik kurallarını yerle bir etmiştir.



Jordan için hiç bir şey kolay olmadı; o parmakla gösterilen bir altın çocuk değildi. Şöhret önüne altın tepside sunulmadı. O kendisini, zamanla, çok çalışarak kanıtladı herkese. 1982'de North Carolina şampiyonluğa ulaştığında, son saniyelerde kritik bir basket atan heyecan veren gençten başka bir şey değildi.

Jordan’dan sonra gelen basketbolculara hepimiz saygı duyuyoruz ama hiçbiri Jordan'ın karizmasına, oyun stiline ve de yaratıcılığına sahip değildir ve de olamayacaktır. Kobe 81 sayı atar, T-Mac değişik smaçlar basar, Nash inanılmaz asistler yapar, yok artık Lebron James de bir şeyler yapar ama Jordan hepsinin yaptığını estetik ve yaratıcılığın ötesinde tarzı ile tek başına zaten yapardı.
 
Son düzenleme:

Konuyu Görüntüleyen Kullanıcılar (Toplam:0)

Üst